img

 

img img
HAFTANIN YÜKSEK MAHKEME KARARLARI

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
2017/11899 E.-2017/7826K.T. 29.05.2017

Yargıtay 15. Ceza Dairesi
2017/17075 E.-2017/11300 K.T. 22.05.2017

Danıştay 15. Daire Başkanlığı
2017/854 E.- 2017/2282 K.T. 08/05/2017

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm
E.2017/128
K.2017/104
T. 31/05/2017

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
2017/11899 E.-2017/7826K.T. 29.05.2017
Mahkemesi: İş Mahkemesi
KONU: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz eden tarafından mutlaka tam olarak yatırılması gerektiği.

ÖZET:Temyiz giderleri, dava dosyasının Yargıtaya gönderilmesi ve temyiz incelemesinden sonra Yargıtay tarafından dosyanın mahkemeye iadesi için gereken giderler ile temyiz incelemesi sırasında Yargıtayda ve temyiz incelemesi sonrası yerel mahkemede yapılması gereken tebligatlar için gerekli giderleri kapsar.

Temyiz harçları ise (mahkemece alınması gereken temyiz harçları) başvurma harcı ile karar ve ilam harcından oluşmaktadır.

Başvurma harcı harçlar yasasında düzenlenmiş, her yıl miktarı değişen maktu bir harç olup temyiz eden tarafından yatırılması zorunludur.

Nispi harca tabi davaların kabulüne ilişkin kararların temyizi halinde, mahkemece hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan nispi karar ve ilam harcının dörtte birinin nispi temyiz karar harcı olarak yatırılmalıdır.

KARAR: Mahkemece verilen karar istinaf kanun yoluna değil temyiz kanun yoluna tabi olmakla; kararı temyiz eden davalı ...Ş. vekilince temyiz yoluna başvurma harcının yatırılması gerekirken istinaf yoluna başvuru harcı adı altında 85,70 TL yatırıldığı, nispi temyiz karar harcı yerine de nispi istinaf karar harcı yatırıldığı ve temyiz yoluna başvurma harcı ile nispi temyiz karar harcının yatırıldığına dair dosya içerisinde harç tahsil makbuzu bulunmadığının anlaşılmasına göre; davalı vekiline temyiz yoluna başvurma harcının ve nispi temyiz karar harcının (sayman mutemedi alındısında harç isimleri doğru yazılmak ve sehven yatırılan harçlar talep halinde iade edilmek üzere) kanunda öngörülen yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyiz başvurusundan vazgeçilmiş sayılacağı konusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 434. maddesi uyarınca muhtıra çıkartılarak kanuni süre beklendikten sonra tekrar Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Yargıtay 15. Ceza Dairesi
2017/17075 E.-2017/11300 K.T. 22.05.2017
Mahkemesi: Sulh Ceza Mahkemesi
KONU: Ceza verilmesine dayanak raporlar arasındaki çelişki dolayısıyla bozma

ÖZET: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Cumhuriyet savcısı tarafından müştekinin ifadesinde belirttiği şekilde, şirket için gelen paranın aynı gün şirket hesabına aktarılıp aktarılmadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

KARAR: Şikayetçiye ait şirkette aynı zamanda ortak olan şüphelinin öncelikle müdürlük sıfatının bulunup bulunmadığı ve şirket için gelen parayı makul süre içerisinde şirket hesabına aktarıp aktarmadığı araştırılarak, müdür sıfatıyla hareket etmeyip, tüm ortaklarla birlikte şirketi idare ettiği ya da müdürlük sıfatına haiz olmasına rağmen parayı makul süre içerisinde şirket hesabına yatırdığının anlaşılması halinde suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı da dikkate alınarak, şüphelinin hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verildiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03.11.2016 tarih ve 2016/3938 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 22.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Danıştay 15. Daire Başkanlığı
2017/854 E.- 2017/2282 K.T. 08/05/2017
MAHKEME: İdare Mahkemesi
KONU: Hukuka aykırılık

ÖZET: Davacının, 25.12.2016 tarihinde girdiği Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrük Müşavir Yardımcılığı yazılı sınavı sonucunda 59.494 puan alarak başarısız sayılmasına dair işlemin, sınav sonuçlarının değerlendirilmesinde davalı idarece iptal edilen hatalı sorunun sınava katılan tüm adaylar için doğru kabul edilmek suretiyle puan hesaplaması yapılması gerekirken, hatalı sorunun değerlendirme dışı bırakılmasının hukuka aykırı olduğu iddia edilerek iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nce; Gümrük Yönetmeliğinin verdiği yetkiye dayanılarak imzalanan 31.10.2016 tarihli Sınav Protokolünde, sınavda hatalı soru/sorular çıkması durumunda hatalı bulunan soru/soruların değerlendirmeye alınmayacağı açıkça düzenlendiğinden ve bu hüküm uyarınca sınav sonrasında yanlış olduğu tespit edilen bir soru, davacı da dahil olmak üzere tüm adaylar için değerlendirme dışı bırakıldığı görüldüğünden, Protokolde belirlenen esas ve usullere uygun olarak gerçekleştirilen ve değerlendirme işlemleri yapılan sınav neticesinde davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

KARAR: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararın Bozulması" başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.

Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin 16/02/2017 tarih ve E:2017/230, K:2017/396 sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/B-h bendi uyarınca KESİN olarak 08/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm
E.2017/128
K.2017/104
T. 31/05/2017
MAHKEMESİ: Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
KONU: 14.3.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun;
A- 17. maddesine, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle eklenen (10) numaralı fıkranın,
B- 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddesinin,
Anayasa’nın 2., 5., 9., 10., 11., 36. ve 40. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.

ÖZET:Davacı tarafından elektrik faturası kapsamında kendisinden tahsil edilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedellerinin tazmini talebiyle açılan davada, itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.

KARAR: I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKÜMLERİ

A- Kanun’un 17. maddesine 6719 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle eklenen itiraz konusu (10) numaralı fıkra şöyledir:

“Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.”

B-Kanun’a 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen itiraz konusu geçici 20. madde şöyledir:

“(1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.

II- İLK İNCELEME

1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı ve ekleri, Raportör Osman KODAL tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

2. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, “İtiraz yoluna başvuran mahkemede itiraz konusu kuralın uygulanacağı başka dava dosyalarının bulunması hâlinde, yapılmış olan itiraz başvurusu bu dosyalar için de bekletici mesele sayılır.” denilmiştir. Buna göre aynı Mahkeme tarafından aynı kurala ilişkin birden fazla itiraz başvurusunda bulunulması mümkün değildir.

3. 6216 sayılı Kanun’un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde ise Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem belirtilmiş ve maddenin (4) numaralı fıkrasında açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının, Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.

4. Başvurunun incelemesinden, itiraz yoluna başvuran Mahkeme tarafından, itiraz konusu kuralların uygulanacağı başka dava dosyası kapsamında yapılmış olan itiraz başvurusunun (E.2017/126) bakılmakta olan dava dosyası için de bekletici mesele sayılması gerekirken, tekrar başvuruda bulunulduğu belirlenmiştir.

5. Açıklanan nedenlerle, 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (2) numaralı fıkrasına aykırı olduğu anlaşılan itiraz başvurusunun, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemeye geçilmeksizin reddi gerekir.

III- HÜKÜM

14.3.2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun;

A- 17. maddesine, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Kanun’un 21. maddesiyle eklenen (10) numaralı fıkranın,

B- 6719 sayılı Kanun’un 26. maddesiyle eklenen geçici 20. maddesinin,

iptallerine karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (2) ve 40. maddesinin (4) numaralı fıkraları gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE, 31.5.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.


BaroKart Blog'da bulunan Yüksek Mahkeme Kararları yargitay.gov.tr, danistay.gov.tr, anayasa.gov.tr resmi internet sitelerinden alınmıştır.

NASIL ÇALIŞIR?

Otobil'inizi akaryakıt satış görevlisine gösterin. Akaryakıt satış görevlisi sisteme otobilinizi okuttuktan sonra otomatik olarak BaroKart’ ınız içerisinde bulunan bakiyenizden akaryakıt tutarı düşecek ve size sağlanan avantaj anında BaroKart'ınıza yansıtılacaktır.

Başvuru yapmak için tıklayınız.